Kansu Uygur Devleti, Bir kısım Uygur soydaşı Kansu’da yerleşerek Çin ile ticari etkinliklerde bulunarak dostluk sağladı. Çin yöneticileri ile akrabalık bağı da edinmişlerdir. Ancak T’ang sülalesine karşı ayaklanmaların çoğaldığı 10. yy. başlarında Kan-su Uygurları, bağlı oldukları ve merkezi Tun-Huang olan Çin askerî bölgesi ile ilgilerini kestiler. Burada 905 yılında asi bir general özerk devlet kurdu ve kendini "kral" ilan etti. “Batı Hanları’nın Altın-dağ Krallığı” adını verdiği bu devlete Uygurları bağlamak istemiştir.Kansu Uygurlarından Tegin adlı kumandan ordusuyla Tun-huang’ı kuşatarak,şehir halkını “kral”ı teslim etmeye zorlamıştı (911), bu olay üzerine Uygurların batı kolu da bağımsızlık kazanmıştır.
Bağımsızlığın yitirilmesi
Kansu ve Tun-huang Uygurları, askeri başarı elde edememişlerdir. Bu nedenle haklarında fazla bilgi edinilememiştir. 10. yy. başından itibaren Mançurya ve Kore kabilelerini toplayarak kuzeyde bir baskı ögesi olan ve özellikle Beş Hanedan On Krallık devrinde Çin’in bazı kısımlarını ele geçiren Kitanlar (sonraki Karahitaylar), sonunda bir hanedan (Liao Sülalesi, 907-1211) kurarak Kuzey Çin’de egemen oldukları zaman, Uygur Devleti Kitanların (940'tan sonra) ve 1028'de Tangutların kurdukları Batı Xia Hanedanı'nın egemenliğine girdi. Daha sonra 1226'da da Cengiz'in Moğol İmparatorluğunun egemenliğine girdi.
Kansu Uygurları, daha o zamanlardan beri “Sarı Uygurlar” diye bilinir ve hala Batı Çin'de varlıklarını sürdürmektedirler.
Bu Uygurların torunları, sayıları birkaç bini bulan Sarı Uygurlar veya Yugurlar, eski ana dillerine ve geleneksel dinleri olan lama Budizmine sadık yaşarlar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder