Uygurlar görülmemiş realist ve yeni bir
heykel sanatı meydana getirmişlerdir. Kızıl’da bulunan diz çökmüş
halde, omuzunda yük taşıyan 47 cm boyundaki toprak heykel, VIII-IX.
yüzyıl Uygur heykel sanatı için karakteristiktir. Heykel boyalıdır,
cildi esmer beyaz, saçları siyah, sadece kahverengi bir peştemalla
vücudu çıplak olup realist bir üslûbu vardır. Selçuk’ta bulunmuş olan
bir at başı, 27 cm. boyundadır, VIII-IX. yüzyıllara aittir. Kalıptan
alçıya alınmıştır, kabarmış yeleleri ile garip bir yüz ifadesi vardır.
Hunlar’dan gelen hayvan üslûbu ile Çin’den farklıdır. Kuvvetle
üslûplaşmış olan heykelde, yele ve perçemler çok olgun çizgilerle
belirtilmiş olup, hemen hemen demona benzer bir ifade taşımaktadır.
Sorçuk’ta bulunan diğer bir heykel olan fil başı 38 cm. boyundadır,
VIII-IX. yüzyıllara tarihlenir. Kalıptan alçıya alınmış, baş kuvvetle
üslûplanmış olup, fili tanımayan biri tarafından yapılmıştır, grotesk
bir ifade taşımaktadır. Buna benzer, kuvvetle üslûplanmış fil başı
tasvirleri Kuça’daki duvar resimlerinde görülür. At, deve, keçi gibi
bölgede bol bulunan diğer hayvanların başları şaşılacak bir doğrulukla
resmedilmiştir. VIII-IX. yüzyıllarda yapılmış olan bu Uygur
heykellerinin, başka yerde benzerlerini bulmak hemen hemen imkânsızdır .
Turfan’da keşfedilen şeyler arasında
taştan heykeller ve pişmiş topraktan figürler bulunmuştur. Bunlar
üstünde Yunan-Buda etkisi görülüyo.
yazılarınıza kaynakça eklerseniz iyi olur.
YanıtlaSil