13 Nisan 2013 Cumartesi

Uygurların Kısa Tarihi



744 yılında Moğolistan’daki II. Köktürk Devleti, Uygurlar başta olmak üzere Karluk ve Basmılların ittifakıyla yıkılır. Yıkılan devletin yerine Uygur Kağanlığı (Ötüken Uygur Kağanlığı- 744-840) adlı başka bir Türk devleti kurulur. Bu Kağanlığın merkezi Orhun nehri üzerinde yer alan Karabalgasun’dur.

Uygurlar'da Edebiyat



Budist Uygur yazılı belgelerinin büyük bölümü Çinçe, Tibetçe, Toharca, Soğdça ve Sanskritçeden yapılmış çevirilerdir. Bu nedenle bugün Türkologlar arasında, Uygur yazılı ürünlerinin özgün nitelikli olmadığını düşünenler de vardır. Ancak çeviri olan bu eserlerde çoğu kez genişletme ve eklemelere gidilmiş, böylelikle metnin daha iyi anlaşılır duruma getirilmesine çalışılmıştır. Çeviri eserlerin yanında az sayıda özgün (telif) eser de vardır. Eldeki çeviri eserlerin büyük kısmı Çince’den yapılmış olanlardır. Hangi dilden çevrildiği bilinmeyen metinler de vardır.

12 Nisan 2013 Cuma

Uygur ve Orhun Türkçeleri Arasında Bulunan Farklar



Orhun ve Uygur Türkçesi, Karahanlı Türkçesi ile birlikte Eski Türkçe dönemi içinde değerlendirilir. Başka bir deyişle, 13. yy’a kadar Türk dünyasının doğu kolunda iki ayrı bölgede iki ayrı yazı dili oluşmuştur. Bunlardan biri Ötüken’de ve daha sonra Doğu Türkistan’daki Tarım bölgesinde kullanılan Orhun Türkçesi ile Uygurca, diğeri de Kaşgar’da ortaya çıkan Karahanlı Türkçesidir. Uygur Türkçesi, Orhun Türkçesinin devamı niteliğinde olmuştur.

İlk Uygurca Çalışmalar Nelerdir?



Uygurca metinlerin ele alındığı ilk yayın, Uigurica’dır. Bu yayını gerçekleştiren kişi de Müller’dir. 1908’de Müller’in yayına hazırladığı Uigurica I ve 1911’de yayımladığı Uigurica II’de Uygurca metinlerin kenarında Çinceleri de yer almaktadır. Bunlar dil incelemeleri bakımından çok önemli eserlerdir. Bu yayınlar başlangıç döneminin araştırması olduğu için bazı transkripsiyon hataları içerse de, bugüne kadar hiçbir bakımdan önemini kaybetmemiş olan çalışmalardır. Bunların ardından 1919’da Uigurica III’ü de çıkarmış Müller’in ölümünden sonra 1931’de onun bıraktığı materyallerden A. v. Gabain Uigurica IV’ü yayımlamıştır.

Uygur Alfabesini Kim Çözdü?


F. W. K. Müller, kazılarda bulunan metin lerdeki Uygur alfa besini ve diğer alfabeleri çözerek 1898-1914 yılları arası Doğu Türkistan’da yapılan kazılardan elde edilen yazmaların çoğunun Türkçe, yani -o dönemin Türkçesi- Uygur Türkçesi oldu ğunu meydana çıkarır. Müller, Uygur harfli yazmaları Moğol yazısının yardımıy la çözmüştür, çünkü Moğollar, Uygur yazısını tâ Cengiz zamanında benimsemiş bulunuyorlardı.

Uygurca Yazı Sistematiği



Uygurcada Türkçenin 8 ünlüsü, Arap alfabesindeki ünlülerle söyleyecek olursak elif, vav, ye harfleri ile yazılır. Söz başı /a/ ünlüsü elif + elif (çoğunlukla tek elif); /e/ ünlüsü ise tek elif; /o/, /u/ ünlüleri elif + vav; /ö/, /ü/ ünlüleri elif + vav + ye (çoğu zaman elif + vav) ile yazılır. Köktürk alfabesinde kalın ve ince ünlüler yazıdan ayırt edilmezdi, fakat ünlüler konusundaki bu eksiklik, ünsüzler konusunda ince ve kalın ünlülerle ayrı ses işaretleriyle belirtilen ünsüzlerle giderilmişti.

Uygur Yazısının Kullanımı



Uygur alfabesini Türkçenin yazıya geçirilmesi için ilk kullananlar Uygurlar değil, diğer Türk boylarıdır. Uygur alfabesinin Türkler tarafından ne zamandan beri kullanıldığı kesin olarak bilin memektedir. Ancak işlek Soğd el yazısı, 7. yy’da ortaya çıkmıştır. Bu nedenle, bu alfabenin 8. yy’da Doğu Türkistan’da yaşayan diğer Türklerce kullanılmaya başlandığı, 9. yy ortalarından itibaren Koço Uygur Kağanlığı’nın kurulması ile Uygurlar arasında yaygınlık kazandığı genel görüştür. Köktürk toprakları üzerinde kurulan Ötüken Uygur Kağanlığı zamanında (744-840) Uygurların Köktürk alfabesini kullanarak mezar taşı yazma geleneğini devam ettirdiklerini daha önce belirtmiştik.